Texas üniversitesinde 1400 hasta ile yapılan bir çalışmada yumurtalık kanseri tedavisi alan hastalarda “beta bloker” kullanımının sağ kalıma anlamlı bir etkisi olduğu gösterildi.
Beta bloker ilaçlar, sinir sisteminin belli eylemlerini bloke ederek çalışıyor. Bloke etmenin bir sonucu olarak, kalp atımlarının hızını, kan basıncını düşürüyor ve kalbin kasılma gücünü azaltıyor.
“Beta bloker” ilaçlar genellikle stresle baş etme, düşük kan basıncı ve kimi kalp rahatsızlıkların teavisinde kullanılıyor.
Ancak araştırmacılar, bu ilaçların kanser tedavisinde de önemli rol oynayabileceklerini düşünüyor. Zira sözü geçen araştırmada, yumurtalık kanseri tanısı alan 1400 kadının tıbbi kayıtları incelendiğinde, beta bloker kullananların sağkalım süresinin, diğerlerine göre daha uzun olduğu tespit edildi.
Stres hormonu olarak bilinen adrenalinin salgısını baskılayan ve toplum arasında sıklıkla tansiyon ve kalp problemi için kullanılan beta bloker ilaçların, over kanseri için kemoterapi alan hastalarda sağ kalımı 4 yıla kadar uzattığı söyleniyor. Beta blokerlerin bazıları doğrudan kalbe etki ederek bazıları da vücudun diğer organlarında adrenalin reseptörlerini bloke ederek vücudun strese verdiği tepkiyi azaltıyor, böylece tansiyonu düşürerek kalbe giden yükün azalmasını sağlıyor. Non selektif olarak adlandırılan vücuttaki bütün adrenalin reseptörlerine etki eden beta blokerlerin bu çalışmada özellikle başarılı olduğu söyleniyor.
Ancak uzmanlar, beta blokörlerin mide bulantısı, ishal, uykusuzluk gibi olası yan etkilerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini söylüyor. Bilim insanları stresi azaltan bütün yöntemlerin kanser tedavisinde başarıyı arttıracağını belirtiyor. Bu yeni çalışmayla ise stresin hastaların sağ kalımıyla ilgisi hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek amaçlanıyor.