Mayıs Ayı Mesane Kanseri Farkındalık Ayı

AnasayfaArrowOnkoBlogArrowHaberler

Geri dönün

Mesane kanseri, her 26 erkekten birini tehdit ediyor. Bu kanserle mücadele için Sağlık Bakanlığı yetkilileri, bilim insanları ve sivil toplum temsilcileri bir araya geldi.

Mesane kanseri prostat kanserinden sonra erkeklerde en sık rastlanan ikinci ürolojik kanser olmasına rağmen, yakın zamana kadar göz ardı ediliyordu. Toplumda yeterince bilinmemesi erken tanı imkanını engellerken, sağlık otoriteleri ve ilaç endüstrisinin de bu kanser türüyle mücadeleye öncelik verdiği söylenemezdi… Ta ki bugüne kadar.

Mayıs – Mesane Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla Türkiye’de ilk defa devlet yetkilileri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve bilim insanaları bir araya gelerek, mesane kanseriyle mücadelede birlikte bir hareket planı hazırladılar. 26 Mayıs 206 tarihinde Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin, Kanser Savaşçıları Derneği Başkanı Aslı Ortakmaç, dernek yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Çetiner ve Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi dekan yardımcısı ve üro-onkoloji uzmanı Prof. Dr. Tarık Esen’in katıldığı basın toplantısında ülkemizde ve dünyada mesane kanserine ilişkin veriler, tanı ve tedavideki güncel gelişmeler paylaşıldı.

Mesane kanseri görülmü sıklığı, Türkiye’de Avrupa’ya göre daha yüksek ECPC (Avrupa Birliği Kanser Hastaları Koalisyonu), Nisan sonunda mesane kanserine ilişkin bir rapor yayımlayarak, toplumun tüm katmanlarını, sağlık bakanlıklarını ve sivil toplum organizasyonlarını bu kansere karşı birlik olmaya çağırdı. Bu çağrıya ilk cevap ise Türkiye’den geldi. Dünyada mesane kanserinin erkekler arasında sıklık olarak 7. sırada bulunduğunu belirten Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Gültekin, bu kanser türünün Türkiye’de daha sık görüldüğüne dikkat çekti: “Ülkemizde erkekler arasında en sık görülen dördüncü kanser türü” dedi.

Kanser Savaşçıları Derneği Başkanı Ortakmaç ise bu işbirliğinin mesane kanseriyle mücadelede çok önemli bir adım olduğuna dikkat çekerek, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Maalesef her kanser türüyle mücadele için eşit yatırım yapılmıyor, aynı güçle savaşılmıyor. İşte bu nedenle mesane kanseri başta olmak üzere bazı kanser türlerinin erken tanı ve tedavi imkanları da gelişemiyor. Bugün mesane kanserinin bu makus kaderinin değişmesi için bir milad olabilir.” Derneğin yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Çetiner, “Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin bir araya getirebildiğimiz için çok gururluyuz” dedi.

Sigara riski 3,5-4 kat artırıyor

Mesane kanserinin, prostat kanseri kadar popüler bir kanser türü olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Esen konuşmasına bu kanser türünün idrar yollarıyla ilgili görülen en sık kanser olduğunu söyleyerek başladı: “En önemli risk faktörü sigara. Ama maalesef mesane kanseri sigara bağlantısı, akciğer kanseri sigara ilişkisi kadar gündemde değil. Oysa sigaranın toksik etkileri ve katran, idrar yoluyla mesaneye geliyor ve idrarla en uzun süre temas eden mesanede kanser oluşumuna sebep oluyor. Araştırmalar günde 15 adet ya da daha fazla sigara içenlerin mesane kanserine yakanlanma riskinin içmeyenlere oranla 3,5-4 kat arttığını gösteriyor.” Mesane kanseri tedavisinde çok uzun yıllardır pek önemli bir gelişme görülmediğini belirten Prof. Dr. Esen, son günlerde immünoterapi tedavilerinin ümit vaat ettiğini söyledi. “Standart tedavide mesanenin halk arasında bilinen ismiyle verem aşısıyla yıkanması önemli yer tutuyor. Tümörlerin kapalı ameliyatla temizlenmesi ardından BCG (verem) varyantı ile aşı uygulaması yapılıyor. Bu tedavinin yanıt vermediği olgularda mesane tamamen çıkartılabiliyor. Yayılma riski olan mesane kanserlerinde ise kemoterapi ve radyoterapi tedavilerine başvuruluyor. Son yıllarda ileri derece mesane kanserlerinde denenen immünotrapi yöntemlerinin hastaların sağkalımında çok önemli bir başarı sağladığını görüyoruz.”

Erken tanı için idrarda kana dikkat!

Dünyada her yıl 330 bin erkeğin ve 100 bin kadının mesane kanseri tanısı aldığını söyleyen Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Gültekin, Türkiye’de ise 7800 erkek ve 1300 kadının mesane kanserine yakalandığını vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: “Sağlık Bakanlığı olarak kanser taraması ve önlenmesiyle ilgili çalışmalara çok önem verdiğimiz aşikar. Mesane kanseri de önlenebilir bir kanser olması açısından özellikle yakından ilgilendiğimiz bir alan. Gelecek hafta bu konuyla ilgili araştırmalara başlanması için enstitü ile de toplanacağız. Maalesef sigaraya bağlı kanserler, ülkemizde Avrupa’ya göre daha sık görülüyor. Bu nedenle özellikle bu konulara odaklanıyoruz. Sigara ile mücadele için yapılan çalışmalar sonucu ülkemizde son beş yılda, sigaraya bağlı görülen kanserlerin yüzde 13 oranında azaldığını tespit ettik. Bundan sonra yapacaklarımızla söz konusu oranın daha da yükselmesini hedefliyoruz. Geçen yıllarda mide, lösemi, lenfoma..vb gibi ülkemizde en sık görülen ilk on kanser türüyle ilgili farkındalık çalışmalarına başladık. Bu sene itibariyle mesane kanseri konusunda da KETEM’ler ve aile hekimlerimiz aracığıyla farkındalık çalışmaları yapacağız.” Mesane kanserinin taramasıyla ilgili henüz bir test bulunmadığını belirten yetkililer, erken tanının hayat ve organın kurtulması için çok büyük öneminin olduğunu eklediler. Erken tanı için idrarda kan görülmesinin en önemli belirti olduğunu söyleyen Prof. Dr. Esen, idrarda kan görüldüğü anda doktora başvurmak gerektiğini vurguladı. Kadınlarda daha az rastlanmasına rağmen, daha tehlileli seyrettiğini aktaran Prof. Dr. Esen, bunun en büyük nedenini ise şöyle açıkladı: “Kadınlar idrarda kan görünce bunu jinekolojik sebeplere bağlayıp, doktora başvurmakta gecikebiliyor. Bu da erken tanı şansının yitirilmesine sebep oluyor.” Doç. Dr. Gültekin de anormal karşılanan her kanamada mutlaka bir uzmana danışılması gerektiğinin altını bir kez daha çizdi.

MESANE KANSERİ

Her kanser türünde olduğu erken tanının mesane kanseri için de hayati önemi var. Erken dönemlerde tanı alan 10 kişiden, 8’i tanıdan sonra 5 yıl ya da daha fazla yaşamına devam edebilirken, hastalık geç dönemde tespit edildiğinde bu oran 10’da bire düşüyor.

Her 26 erkekten biri mesane kanseri tanısı alıyor.

Sigara içmek, mesane kanseri için de birinci sebep, sigara içenlerde mesane kanseri görülme sıklığı 3,5-4 kat artıyor.

Mesane kanseri erkeklerde, kadınlara göre üç kat daha fazla görülüyor ama hastalık kadınlar için daha öldürücü.

Dünyada her yıl 330 bin erkek ve 100 bin kadın mesan kanseri tanısı alıyor. Türkiye’de ise her yıl 7800 erkek ve 1300 kadın mesane kanserine yakalanıyor.

BCG (verem aşısı) tedavisi uygulanmadıığında mesane kanseri tümörlerinde nüks oran yüzde 70’lerdeyken bu tedaviyle oran yüzde 25’lere düşüyor.

Önceki Yazı

ZAZ İstanbul’daki Konserinde Kanser Savaşçılarını Tanıttı

Sonraki Yazı

Mayıs Ayı Mesane Kanseri Farkındalık Ayı Etkinliği

E-Bültenimize Kaydolun