Testisler, erkek üreme sisteminin bir parçasıdır. Penisin arkasında skrotum diye adlandırılan bir deri kesesinde bulunmaktadır. Testiste bulunan, normal olmayan hücrelerinin kontrolsüzce büyümeleri durumunda testis kanseri gelişmektedir.
Spermler testiste üretilip saklanmaktadır. Ayrıca testisler, testosteron hormonunu üretmektedir.
Çoğu testis kanseri, sperm üretiminden sorumlu olan germ hücrelerinden kaynaklamaktadır. Bu germ hücreli kanserlerin iki ana çeşidi seminoma ve seminoma dışı olanlardır. Diğer türleri, karsinoma in situ ve stroma kanserleridir fakat bunlar germ hücreli kanserler kadar yaygın değildir.
Germ hücreli kanserler
Genel olarak testis kanseri iki kanser hücrenin (seminoma ve seminoma dışı) karışımından oluşmaktadır. Bu kanser seminoma dışı olarak sınıflandırılıp tedavi edilmektedir çünkü diğer seminoma dışı hücreli kanserler gibi davranmaktadır. Testis kanseri “saf” olarak da görülebilmektedir; örn. %100 embriyo karsinoma veya koryokarsinomadan oluşabilmektedir.
Seminomalar
Seminomalar, seminoma dışı tümörlere göre daha yavaş büyür ve yayılır. İki alt çeşidi vardır:
Seminoma dışı tümörler
Seminoma dışı tümörler genellikle, geç ergenlikten 30’lu yaşlara kadar olan genç erkekleri etkilemektedir. Dört alt çeşidi vardır:
Stromal tümörler
Stromal tümörler, testisleri destekleyen yapıları oluşturan ve hormon üreten hücrelerden kaynaklamaktadır. Bu tümörler genellikle iyi huylu ve tedavisi kolaydır.
Karsinoma in situ
Testislerde karsinoma in situ, mikroskop altında anormal görünen fakat yayılım göstermeyen hücre olarak ifade edilmektedir. Bu hücreler yayılım gösteren kanserlere dönüşebilir ya da dönüşmeyebilir. Bu sebeple sürecin nasıl ilerleyeceğine hekimler karar verir.
Testislerde karsinoma in situ belirti göstermemektedir. Bu yüzden ancak başka nedenden dolayı, örn. kısırlık durumunda biyopsi yapılması gibi durumlarda fark edilebilmektedir.
Testis kanseri risk faktörleri nelerdir?
Herhangi bir sağlık sorununun gelişmesine neden olan faktörler risk faktörü olarak adlandırılmaktadır. Yaşam tarzı ve çevre gibi faktörler değiştirilebilir risk faktörleridir. Genetik faktörler ya da aile fertlerinin birinde kanserin varlığı gibi durumlar ise değiştirilemeyen risk faktörleridir.
Bir ya da daha fazla risk faktörünü taşımak, kişinin kesin olarak kanser olacağı anlamına gelmez; en az bir risk faktörü taşımasına rağmen hiç kanser olmayan kişiler vardır. Bazı kanser olan kişilerin ise bilinen herhangi bir risk faktörü mevcut değildir. Kanser olan kişilerin risk faktörü olsa bile, o faktörün hastalığı geliştirmede ne kadar etkili olduğunu söylemek zordur.
Testis kanserinin nedenleri çok iyi bilinmemekle birlikte, bazı etkenler hastalığın gelişme riski ile ilişkili görülmektedir. Bu etkenler:
Bu faktörlerden herhangi biri sizde mevcutsa ve testis kanseri geliştirme ile ilgili endişeniz varsa, lütfen hekiminize başvurunuz.
Testis kanseri herhangi bir belirti vermeyebilir. Belirti verdiğinde ise en yaygın görülen belirtiler aşağıdaki gibidir:
Daha az yaygın görülen belirtiler ise:
Testis kanseri eğer yayılırsa, yayıldığı organa göre, örn. karaciğer, akciğer veya beyin, belirti gösterebilir.
Bu belirtilere neden olan birçok durum söz konusudur, sadece testis kanseri değildir. Bu belirtilerden herhangi biri mevcutsa hekiminizle paylaşmanız önemlidir.
Testis kanseri tanısı nasıl konur?
Belirtileriniz varsa, testis kanseri olup olmadığınızı araştırmak amacıyla hekiminiz birçok testi yaptıracaktır.
Fiziksel muayene ve sağlık öyküsü
Şişlik veya başka kanser belirtilerinin varlığını araştırmak amacıyla hekiminiz testis ve karın çevrenizi muayene edecek, sağlık öykünüzü soracaktır.
Görüntüleme testleri
Testilerdeki tümörleri saptamak için sıklıkla ultrason kullanılmaktadır.
Testis kanserinin tipi ve kanserin yayılıp yayılmadığına bağlı röntgen, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans (MR) da çektirilebilir.
Kan testleri
Muhtemelen hekiminiz kan testleri yaptıracaktır. Bu testler aracılığıyla kanserin göstergesi olan kandaki tümör markerlarına (belirteç) bakılmaktadır.
Testis kanserine bağlı 3 tümör markerları mevcuttur:
Biyopsi
Hekim tarafından, normal olmayan hücre varlığını araştırmak amacıyla, testislerden alınan ve mikroskop altında incelenen parça alma işlemine biyopsi denmektedir. Testis kanseri şüphesi varsa biyopsi genel olarak yapılmamaktadır çünkü kanser mevcut ise biyopsi sırasında yapılan kesi, kanserin yayılma riskini artırmaktadır.
Evrelendirme
Testis kanserinin evresi, kanserin boyutunu ve kaynaklandığı yerin dışında yayılıp yayılmadığını göstermektedir.
Kanserin tip ve evresini bilmek, hekime doğru tedaviye karar vermede yardımcı olur.
Testis kanseri, genel olarak TNM evrelendirme sistemine göre evrelendirilir:
Kanserin evresini belirlemek için hekim, tümör markerlarına da başvurabilir.
Kanser tanısı konan kişilerin tedavi ve bakımı genellikle sağlık çalışanların oluşturduğu ve multidisipliner ekip olarak bilinen bir ekip tarafından gerçekleştirilmektedir.
Testis kanseri tedavisi aşağıdaki faktörlere bağlıdır:
Cerrahi
Kanserden etkilenen testisi almak için kullanılan yöntem çoğu zaman cerrahidir. Bu cerrahiye orşidektomi denir. Kanser yayılmadıysa bu tedavi yeterli olabilir.
Kanser yayıldıysa, hekiminiz karnınızdaki birkaç lenf düğümünü de almaya karar verebilir.
Kemoterapi
Kanser yayıldıysa, hekiminiz kemoterapiyi önerebilir.
Radyoterapi
Cerrahi sonrası hekiminiz, radyoterapi yani ışın tedavisi önerebilir. Böylece karın, lenf nodlarına yayılmış olabilecek herhangi bir kanser hücresi yok edilecektir.
Yan etkiler
Bazı tedavilerin erkek üreme fonksiyonları üzerine ve genel olarak yan etkileri olabilir.
Sertleşme Bozukluğu
Kemoterapi, sertleşme bozukluğu ya da cinsel istekte azalmaya yol açabilir. Bu yan etkiler genellikle geçicidir ve tedavi sonrası normale döner.
Kısırlık
Işın tedavisinin bir yan etkisi olan sperm sayısında azalma ya da spermlere zarar verme geçici ya da kalıcı olabilir. Kemoterapi de sperm sayısında geçici ya da kalıcı azalmaya yol açabilir.
Kemoterapi ve ışın tedavisi sırasında spermler etkilense bile hâlâ çocuk sahibi olabilirsiniz. Kemoterapi süresince ve bir süre sonrasında, cinsel ilişki esnasında korunma yöntemlerini kullanmak önemlidir. Kemoterapi ve ışın tedavisi, fetüsün (anne karnındaki bebeğin) anormal gelişimine yol açabilir.
Tedaviye bağlı kısırlığın geçici ya da kalıcı olduğunu hekiminiz bilememektedir. İleride çocuk sahibi olmayı planlıyorsanız, tedavi öncesinde spermlerinizi dondurulup sonradan kullanılmak üzere saklanması amacıyla bir sperm bankasında saklamayı düşünebilirsiniz.