Akciğer kanseri, akciğerdeki anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve çoğalması ile ortaya çıkar. Bu kanser türünde genellikle erken dönemde belirti ve bulgu görülmeyebilir. Akciğerlerde kanseri genellikle saptanmadan önce sıklıkla çevre dokulara ve akciğer dışındaki vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. (metastaz).
Akciğer kanseri hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için hem erkeklerde hem de kadınlarda en sık görülen önemli ilk 5 kanser türünden biridir.
Adını mikroskop altında görülen kanser hücrelerinin büyüklüğünden alan 2 ana akciğer kanseri türü vardır: küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK). Akciğer kanserlerinin yaklaşık %85-90'ı küçük hücreli dışı akciğer kanseridir.
Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin 3 ana alt tipi vardır:
Küçük hücreli akciğer kanseri, en hızlı büyüyen ve vücudun diğer bölgelerine yayılma eğiliminde olan kanser türüdür. Sigara ile çok yakından ilişkilidir, bu kanser türünün sadece %1’i sigara içmemiş kişilerde ortaya çıkar. Çok hızlı yayılım yaptığından dolayı, genellikle teşhis edildiğinde vücuda yayılmış olduğu görülür.
Akciğer kanserinin daha az yaygın başka türleri de vardır.
Diğer organlarda başlayan (meme kanseri gibi) ve akciğere yayılan (metastaz yapan)kanserler akciğer kanseri değildir. Kanserler, vücutta başladıkları yere göre tedavi edilirler.
Akciğer kanseri için risk faktörleri nelerdir?
Bir hastalığa yakalanma olasılığını artıran unsurlara risk faktörü denir.
Bu risk faktörlerinden bazıları, (yaşam tarzı veya çevresel risk faktörleri gibi) değiştirilebilirken kalıtsal faktörler ve aileden birinin kanser olup olmadığı gibi faktörler kanser gelişmesinde değiştirilemeyen risk faktörlerindendir.
Bir veya daha fazla risk faktörüne sahip olmak, kansere yakalanacağınız anlamına gelmemektedir. Çoğu insan en az bir risk faktörüne sahiptir, ancak bunlar kansere yakalanmazlarken, kanserli diğer bireylerin bilinen hiçbir risk faktörü olmayabilir.
Kanserli bir kişi bir risk faktörüne sahip olsa bile, bu risk faktörünün hastalığının gelişimine ve seyrine ne kadar katkıda bulunduğunu bilmek genellikle zordur.
Akciğer kanseri gelişme riskinin artmasıyla ilişkili faktörler genellikle şunları içerir:
Yaşam tarzı faktörleri:
Çevresel veya mesleki faktörler:
Kişisel faktörler:
Çoğu akciğer kanserinin neden olduğu belirti, bulgu ve şikâyetlerin oluşumu için yıllar geçebilir ve hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilmeyebilir.
Akciğer kanserinin en yaygın belirtileri ise şunlardır:
Yorgunluk veya halsizlik, sadece akciğer kanseri değil, birçok durum bu belirtilere neden olabilir.
Eğer akciğer kanseri, kemikler, beyin ve karaciğer gibi vücudun diğer bölgelerine yayılmış ise yukarıdaki şikâyetlerin bazılarına ek olarak aşağıdaki şikâyetler eklenebilir:
En önemli risk faktörü olan tütün ve tütün ürünlerinin kullanılması olmasına rağmen yaşam boyu hiç kullanılmamış kişilerde de akciğer kanserinin görülebileceği unutulmamalıdır.
Akciğer kanseri belirti ve bulgularından herhangi birini kendinizde veya yakınınızda gözlemliyorsanız hekiminize bildirmeniz detaylı incelenmesi açısından oldukça önemlidir.
Akciğer kanseri nasıl teşhis edilir?
Belirtilerinizi araştırmak ve akciğer kanseri tanı ve evrelemesi yönelik aşağıdakiler dâhil bir dizi test ve yöntemler kullanılabilir:
Evreleme
Hastalığın yaygınlığını ve tedavi için uygun yöntemin belirlenmesi için yapılan değerlendirmeye evreleme denir. . Hastalığın evresini bilmek, tıbbi ekibinizin sizin için en iyi tedaviyi planlamasına yardımcı olur. Bu değerlendirme sonucuna göre; cerrahi, kemoterapi, radyoterapi gibi tedavi yöntemlerine karar verilir.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, kanserin vücudun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığına bağlı olarak 6 aşamaya ayrılır:
Küçük hücreli akciğer kanseri, tedavi amaçlarına göre iki aşamaya ayrılır: Küçük hücreli akciğer kanserinde evreleme; sınırlı ve yaygın hastalık olarak yapılır.
Kanserli kişilerin tedavisi ve bakımı genellikle multidisipliner ekip adı verilen hem tıbbi hem de yardımcı sağlık profesyonellerinden oluşan bir ekip tarafından sağlanır. Akciğer kanserinin tedavisinde kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi yöntemler tek başlarına veya birlikte uygulanabilmektedir.
Akciğer kanseri tedavisi şunlara bağlıdır:
Tedavi aşağıdakileri içerebilir.
Cerrahi (Ameliyat)
Erken evre küçük hücreli dışı akciğer kanseri (evre 0, I veya II ve bazen evre III), tümörü çıkarmak için cerrahi yöntemle tedavi edilebilir. Tanı ve evreleme için kullanılan testlerden bazıları kanserin akciğer dışına yayılıp yayılmadığını görmek için kullanılabilir. Yayılmışsa, ameliyat her zaman yardımcı olmayabilir. Ancak bazen sadece bir tümör varsa, akciğerdeki tümörün de tamamen alınabilmesi koşuluyla, beyindeki veya böbreküstü bezindeki bir metastazın çıkarılması için cerrahiye başvurulur.
Akciğer fonksiyon testleri genellikle ameliyattan önce akciğerlerin ne kadar iyi çalıştığını ölçmek için yapılır, böylece doktorunuz ameliyatın iyi bir seçenek olup olmadığını değerlendirebilir. Akciğer fonksiyonu zayıfsa, akciğerin bir kısmının veya tamamının çıkarılması mümkün olmayabilir. Akciğer fonksiyonu iyiyse, cerrahi yöntemle kanserin iyileştirme olasılığını artırmak için akciğer dokusunun daha fazlasını çıkarabilir.
Kullanılabilecek ameliyat türleri şunlardır:
Kanserin yayılıp yayılmadığını görmek için ameliyat sırasında tümör dokusu yakınındaki lenf düğümleri de çıkarılabilir..
Bu ameliyatlar genellikle göğsün yan tarafındaki kaburgalar arasında cerrahi bir kesi (torakotomi) içerir.
Ameliyat sonrası hastalığın seyri, hastanın yaşı, genel durumu, hastalığın evresi, hastalığın seyri gibi pek çok faktöre bağlı olarak iyileşme; ameliyattan sonra haftalar ila aylar alabilir. Akciğer kanseri cerrahisi, video yardımlı göğüs cerrahisi (VATS) olarak bilinen 'anahtar deliği' yaklaşımıyla giderek daha fazla yapılmaktadır. Robotik yardımlı göğüs cerrahisi (RATS) robotik bir sistem kullanır. VATS ve RATS, daha hızlı iyileşme ve daha az ağrı ve kan kaybı ile ilişkilidir, ancak yüksek derecede cerrahi beceri gerektirir. Uygulanan cerrahi tedavi her zaman kesin tedavi anlamına gelmemektedir. Ameliyat öncesi hücre düzeyinde yayılmış tümör, ameliyat sonrası dönemde ortaya çıkabilmektedir.
Küçük hücreli akciğer kanseri için cerrahi nadiren ana tedavi yöntemi olarak kullanılır çünkü kanser bulunduğunda genellikle lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılmış olabilmektedir..
Küçük hücreli akciğer kanserinin, lenf nodlarına veya diğer organlara yayılma olmaksızın tek bir akciğer tümörü olarak bulunduğu birkaç vakada, genellikle ek tedavi (sıklıkla radyasyon terapisi ile kemoterapi) ardından takip edilen cerrahi bir seçenek olabilir.
Radyofrekans ablasyonu
Radyofrekans ablasyonu, tümörü ısıtmak için yüksek enerjili radyo dalgaları kullanır. Akciğerlerin dış kenarına yakın olan akciğerin küçük tümörlerini tedavi etmek için kullanılabilir.
Kemoterapi
Kemoterapi vücuttaki normal hücrelere zarar vermeden kanser hücrelerinin büyümesini, çoğalmasını durdurmaya ve kanser hücrelerini yok etmeye yönelik özel ilaçlar kullanılarak yapılan bir tedavi yöntemidir.
Kanser hücrelerine yönelik olsa da, hızlı çoğalmakta olan normal sağlıklı hücreler de bu uygulamadan zarar görebilir.
Kemoterapinin yararlı etkisinin daha fazla, olası yan etkilerinin daha az olması için genellikle 3-4 haftada bir, damar yolundan infüzyon ve ya ağızdan hap olarak uygulanabilmektedir. Bu tedavi esnasında genellikle hastane yatışı gerekmez, günü birlik tedavi planı gerçekleşir.
Kemoterapi tedavisi alacak tüm hastalara tedavi öncesi, ilaçların yan etkileri ve bu yan etkilerle baş etme yöntemleri hakkında bilgi verilir. Hastalar kemoterapi tedavisini özellikli bir birimde ve tedavi boyunca yakından izlenerek alırlar.
Kemoterapi, akciğer kanser tedavisinde tek başına, cerrahi tedavi veya radyoterapi ile birlikte uygulanabilir.
Ameliyatla birlikte, bazen kemoterapi de başlanabilmektedir.
Kemoterapi, akciğer kanseri için, özellikle evre IV küçük hücreli dışı akciğer kanseri için ana tedavi olarak veya tespit edilemeyen mikroskobik kanser hücrelerini yok etmek için ameliyattan sonra (adjuvan kemoterapi) veya tümörü küçültmek için ameliyattan önce (neoadjuvan kemoterapi) uygulanabilir.
Kemoterapi genellikle küçük hücreli akciğer kanseri için ana tedavi yöntemidir.
Radyoterapi (Işın Tedavisi)
Hızlı ve kontrolsüz çoğalan kanser hücrelerinin yüksek enerjili X ışınları ile yok edilmesi, tümörün küçültülmesi veya ilerlemiş akciğer kanseri semptomlarını hafifletmek amacı ile kullanılabilir. Ameliyatla birlikte, bazı vakalarda radyoterapi uygulanabilmektedir.
Ağrısız bir yöntemdir. Kanser hücreleri, radyoterapiye normal hücrelerden daha fazla duyarlıdır. Tedavinin uygulandığı bölgedeki normal hücreler kendilerini hızla yenilerler.
Tedavi planlaması yapılır, genellikle 2-6 hafta devam eder. Radyoterapi uygulanacak bölge deri üzerine çizilerek işaretlenir. Hastane yatışını gerektirmez, uygulanacak tedavi odasında hazırlık aşaması ile birlikte 10 ila 30 dk. kalış gerektirir.
Radyoterapi sonrası sık görülen olası yan etkileri ise, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, öksürük, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, tedavinin uygulandığı deride kızarıklık, soyulma, kaşıntı, kıllarda dökülme gibi.
Hedefe yönelik tedavi, normal hücrelere daha az zarar vererek kanser hücrelerine özgü olarak saldırmak için tasarlanmış ilaçlarla yapılan tedaviyi ifade eder. Örneğin, bevacizumab ve ramucirumab ilaçları tümörlerin yeni kan damarları oluşturmasına yardımcı olan proteinleri hedeflerken, erlotinib, afatinib, gefitinib, osimertinib ve dakomitinib gibi ilaçlar kanser hücrelerinin büyümesine yardımcı olan bir proteini (epidermal büyüme faktörü reseptörü) hedefler, Diğer ilaçlar, büyümelerine ve yayılmalarına yardımcı olan belirli gen mutasyonlarına sahip kanser hücrelerini hedef alır.
Son yıllarda ilerlemiş akciğer kanserinin tedavisi için hedefe yönelik kanser tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Tanı amacıyla alınan kanserli doku hücrelerindeki genetik değişiklikler (EGFR, ALK, k-RAS gibi) hakkında bilgiler artmış ve direk bu değişiklikleri hedef alan ilaçlar geliştirilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır.
Kanser tedavisinde daha fazla araştırma ve geliştirme ile akciğer kanserinde daha fazla mutasyon tespit edilmekte ve bu mutasyonları hedefleyen yeni ilaçlar geliştirilmektedir.
İmmünoterapi
Bağışıklık sistemi genellikle kanserli hücreleri belirleyip, saldırı mekanizması ile bu anormal hücrelerin çoğalmasını engeller, fakat bazı durumlarda kanser türleri, vücudun savunma mekanizmasını devre dışı bırakır. Bu durumda savunma mekanizmasıyla tanınmayan kanser hücreleri, kontrolsüz çoğalmaya, büyümeye ve diğer doku ve organlara yayılmaktadır.
İmmünoterapi, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine daha güçlü ve etkili şekilde saldırma yeteneğini artıran ilaçlarla tedaviyi içerir. İmmünoterapi, küçük hücreli dışı akciğer kanseri ve küçük hücreli akciğer kanserinin bazı formlarını tedavi etmek için kullanılabilir.
Kanserli hücrelerin büyüme ve yayılmasını durdurmayı veya hücrenin tamamen ortadan kaldırılmasını amaçlar. ,Sıklıkla dördüncü evre kanserlerde, hastalığın başka organlara da bulaştığı aşamalarda kullanılır.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri için kullanılabilecek diğer tedavi türleri şunlardır:
Bu tedaviler çoğunlukla ilerlemiş hastalık için kullanılır.
Takip süreci
Akciğer kanseri tedavisinden sonra, kanserin geri dönüşünü veya tedavinin yan etkilerini araştırmak için düzenli takip muayenelerine ve testlere gerekmektedir. Bunlar, X-ışınları veya BT taramalarını içerebilir.
İlerlemiş hastalık
Evre IV akciğer kanseri tümörlerin vücudun diğer bölgelerine yayılması sebebi ile tedavisi oldukça zordur . Cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedaviler semptomları hafifletebilir, kanserin yayılmasını yavaşlatabilir ve daha uzun yaşamanıza yardımcı olabilir. Hastalığın semptomlarını kontrol altına almak için palyatif tedavi bazen en iyi seçenek olabilir.
Spesifik tedaviler ayrıca aşağıdakiler için de kullanılabilir:
Tekrarlayan kanser (Nüks Kanser)
Akciğer kanseri tedaviden sonra tekrarlayabilir (geri gelebilir). Kanser, bazen tedaviden sonra bile akciğerlerde veya vücudun başka bir yerinde tekrarlayabilir (nüks edebilir) ve bölgesel veya uzak (genellikle metastatik kanser olarak adlandırılır) olarak sınıflandırılır.
İkincil kanser, kanserin vücudun başka bir yerine yayılmasıdır.
Tekrarlayan ve ikincil akciğer kanserinin tedavisi, kanserin nerede olduğuna, ne kadar büyük olduğuna, daha önce hangi tedavilerin kullanıldığına ve kişinin genel sağlığına bağlı olarak ya tedavi yaklaşımını değiştirecektir. Tedavi yöntemleri, ameliyat, kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi veya hedefe yönelik tedavileri içerebilir.